FİTNE VE KIYAMET ALAMETLERİ BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
112 - (2938) حدثني
عمرو الناقد
والحسن
الحلواني
وعبد بن حميد.
وألفاظهم
متقاربة.
والسياق لعبد
(قال: حدثني.
وقال الآخران:
حدثنا) يعقوب -
وهو ابن
إبراهيم بن
سعد -. حدثنا
أبي عن صالح،
عن ابن شهاب.
أخبرني
عبيدالله بن
عبدالله بن
عتبة؛ أن أبا
سعيد الخدري
قال:
حدثنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يوما حديثا
طويلا عن
الدجال. فكان
فيما حدثنا
قال "يأتي،
وهو محرم عليه
أن يدخل نقاب
المدينة.
فينتهي إلى
بعض السباخ
التي تلي المدينة.
فيخرج إليه
يومئذ رجل هو
خير الناس، أو
من خير الناس.
فيقول له:
أشهد أنك
الدجال الذي حدثنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
حديثه. فيقول
الدجال:
أرأيتم إن
قتلت هذا ثم أحييته،
أتشكون في
الأمر؟
فيقولون: لا.
قال فيقتله ثم
يحييه. فيقول
حين يحييه:
والله! ما كنت فيك
قط أشد بصيرة
مني الآن. قال
فيريد الدجال أن
يقتله فلا
يسلط عليه".
قال أبو
إسحاق: يقال
إن هذا الرجل
هو الخضر عليه
السلام.
[ش
(نقاب
المدينة) أي
طرقها
وفجاجها. وهو
جمع نقب، وهو
الطريق بين
جبلين. (قال
أبو إسحاق) أبو
إسحاق هذا هو
إبراهيم بن
سفيان، راوي
الكتاب عن
مسلم. وكذا
قال معمر في
جامعه. في إثر
هذا الحديث،
كما ذكره ابن
سفيان وهذا
تصريح منه بحياة
الخضر عليه
السلام، وهو
الصحيح].
{112}
Bana Amru'n-Nâkıd ile
Hasen El-Hulvânî ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfızları birbirine
yakındır. İbare Abd'indir. (Abd: Haddesenî, ötekiler: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar.
Dedilerki); Bize Yâ'kub (bu zat ibni İbrahim b, Sa'd'dır) rivayet etti.
(Dediki): Bize babam, Sâlih'den, o da ibni Şihab'dan naklen rivayet etti.
(Demişki): Bana UbeyduIIah b. Abdillah b. Utbe haber verdiki, Ebû Saîd-i Hudrî
şöyle demiş:
Bize Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Selleın) bir gün Deccal hakkında uzun bîr hadîs söyledi.
Bize anlattıkları arasında şu da vardı. Buyurdular ki :
«Deccal gelecek, fakat
kendisine Medine'nin yollarına girmek haram edilecektir. Binâenaleyh Medine'nin
dışındaki bazı işlenmedik tarlalara kadar gelecektir. Müteakiben kendisine o
günün en hayırlı insanı yahut en hayırlı insanlarından bir adam çıkacak ve ona
: Şehadet ederim ki, bize Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleın)'ın sözünü
ettigi Deccal sensin, diyecek; Deccal da: Ne dersiniz, ben bu adamı ö!dürsem,
sonra diriltsem, bu işte şüphe eder misiniz? diyecek. (Oradakiler) Hayır!
cevabını vereceklerdir. Bunun üzerine Deccal onu öldürecek, sonra diriltecek.
Dirilttiği anda o adam : Vallahi senin hakkında hiç bir zaman şimdikinden daha
basiretli olmamışımdır, diyecek. Deccal onu tekrar öldürmek isteyecek, fakat
ona musallat edilmeyecektir.»
Ebû İshak dedi kî: «Bu
zâtın Hızır (Aleyhisselan) olduğu söylenir.»
112-م - (2938)
وحدثني
عبدالله بن
عبدالرحمن
الدارمي.
أخبرنا أبو
اليمان.
أخبرنا شعيب
عن الزهري، في
هذا الإسناد،
بمثله.
{m-112}
Bana Abdullah b.
Ahdirrahmaıı Ed-Dârimî de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'I-Yemân haber verdi.
(Dediki): Bize Şuayb, Zührî'den naklen bu isnadda bu hadîsin mislini haber
verdi.
113 - (2938) حدثني
محمد بن
عبدالله بن
قهزاذ، من أهل
مرو. حدثنا
عبدالله بن
عثمان عن أبي
حمزة، عن قيس
بن وهب، عن
أبي الوداك،
عن أبي سعيد
الخدري، قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "يخرج
الدجال
فيتوجه قبله
رجل من المؤمنين.
فتلقاه
المسالح،
مسالح الدجال.
فيقولون له:
أين تعمد؟
فيقول: أعمد
إلى هذا الذي
خرج. قال
فيقولون له:
أو ما تؤمن
بربنا؟ فيقول:
ما بربنا
خفاء.
فيقولون:
اقتلوه. فيقول
بعضهم لبعض:
أليس قد نهاكم
ربكم أن
تقتلوا أحدا
دونه. قال
فينطلقون به
إلى الدجال.
فإذا رآه
المؤمن قال:
يا أيها
الناس! هذا
الدجال الذي ذكر
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. قال
فيأمر الدجال
به فيشبح.
فيقول: خذوه
وشجوه. فيوسع
ظهره وبطنه
ضربا. قال
فيقول: أو ما
تؤمن بي؟ قال
فيقول: أنت
المسيح
الكذاب. قال
فيؤمر به
فيؤشر
بالمئشار من
مفرقه حتى
يفرق بين رجليه.
قال ثم يمشي
الدجال بين
القطعتين. ثم
يقول له: قم.
فيستوي قائما.
قال ثم يقول
له: أتؤمن بي؟
فيقول: ما
ازددت فيك إلا
بصيرة. قال ثم
يقول: يا أيها
الناس! إنه لا
يفعل بعدي
بأحد من
الناس. قال
فيأخذه
الدجال
ليذبحه. فيجعل
ما بين رقبته
إلى ترقوته
نحاسا. فلا
يستطيع إليه
سبيلا. قال
فيأخذ بيديه
ورجليه فيقذف به.
فيحسب الناس
أنما قذفه إلى
النار. وإنما
ألقي في
الجنة". فقال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
"هذا أعظم
الناس شهادة
عند رب
العالمين".
[ش
(المسالح)
المسالح قوم
معهم سلاح،
يرقبون في
المراكز
كالخفراء.
سموا بذلك لحملهم
السلاح.
(فيشبح) أي يمد
على بطنه،
ويروى: فيشج.
(شجوه) من
الشج، وهو
الجرح في
الرأس والوجه.
ويروى:
واشبحوه.
(فيؤشر
بالمئشار)
هكذا الرواية،
بالهمزة
فيهما. وهو
الأفصح. ويجوز
تخفيف الهمزة
فيهما. فتجعل
في الأول واوا
وفي الثاني
ياء. ويجوز
المنشار،
بالنون. يقال:
نشرت الخشبة،
وعلى الأول
يقال: أشرتها.
(مفرقه) مفرق
الرأس وسطه.
(ترقوته) هي
العظم الذي
بين ثغرة
النحر
والعاتق].
{113}
Bana Merv halkından
Muhammed b. Abdillah b. Kuhsâz rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Osman,
Ebû Hamza'dan, o da Kays b. Vehb'den, o da Ebû'l-Veddâk'den, o da Ebû Saîd-i
Hudrî'den naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Selleın) şöyle buyurdular :
«Deccal çıkacak ve
mü'minlerden bir zât onun tarafına doğru yönelecektir. Karşısına silâhlılar,
Deccal'ın silâhlıları çıkacak ve ona: Nereye gitmek istiyorsun? diye
soracaklar. O da, şu çıkan adama gitmek istiyorum, cevabını verecek.Silâhlılar
kendisine :
— Sen bizim Rabbimize iman etmiyor musun?
diyecekler. O zât:
— Bizim Rabbimizde bir gizlilik yoktur!
cevâbını verecek. Silâhlılar :
— öldürün şunu! diyecekler. Fakat
birbirlerine:
— Rabbiniz size ondan başka hiç birinizin bir
kimse öldürmesini yasak etmedi mi? diyecekler. Arkacığından onu Deccal'a götüreceklerdir.
Mu'min onu görünce :
— Ey insanlar! Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Selleın)'in andığı Deccal işte budur, diyecek. Müteakiben Deccal onun hakkında
emir verecek ve karnı üzerine uzatılacaktır. Deccal :
— Onu alın ve başını yarın! diyecek. Bunun
üzerine dayaktan sırtı ve karnı genişletilecektir. Deccal :
— Bana iman eîmiyormusun? diyecek. Mü'min de :
— Sen yalancı Mesih'sin! cevâbını verecektir.
Bunun üzerine mü'min hakkında emir verilecek ve başının ayrıntısında ta
bacaklarının araşına kadar testere ile yarılacaktır. Sonra Deccal iki parçanın
arasında yürüyecek ve ona, kalk! diyecek, o da hemen kalkıp doğrulacaktir.
Sonra ona :
— Bana iman ediyor musun? diyecek. Mü'min de :
— Senin hakkında ancak basiretim arttı,
cevâbını verecek. Sonra :
— Ey insanlar! Bu adam
benden sonra insanlardan hiç birine bü işi yapamıyacaktsr, diyecek. Deccal onu
kesmek için derhal yakalayacaktır. Fakat mü'minin boynu ile köprücük kemiği
arası bakır kesilecek, Deccal onu kesmeye imkân bulamıyacaktır. Bunun üzerine
elleriyle ayaklarından tutarak onu atacak. İnsanlar da onun cehenneme
atıldığını sanacaklardır. Fakat o ancak cennete konacaktır.»
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Selleın):
«Bu zât Rabbu'l-Âlemin
indinde insanların en büyük şehididir.» buyurdular.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Kitâbu'Fedâili-Medîne»'de tahric etmiştir.
Deccal'ın: «Ben bu
adamı öldürür de, sonra diriltirsem, bu işte şüphe eder misiniz?» suâline karşı
oradakilerin: Hayır! diye cevap vermelerini bâzı ulema müşkil görmüşlerdir.
Çünkü Deccal'ın gösterdiği hârikada Allah olduğuna delâlet edecek bir şey
yoktur. Yüzünün çirkinliği, azasının noksanlığı, iki gözünün arasında kâfir
yazılı olması ve sâire onun yalancılığına şehâdet etmektedir. Bunlara verilen
cevap babımızın başında geçmiştir. Yâni; onlar bunu tasdik için değil,
korkularından söyleyeceklerdir, îhtimal bu sözleriyle senin yalancılığında ve
kâfir olduğunda şüphe etmiyoruz, mânâsını kastedeceklerdir. Çünkü Deccal'ın
yalancı ve kâfir olduğunda şüphe eden kâfir olur. Binâenaleyh ondan korktukları
için bu sözle bir tevriye yaparak kendisini aldatacaklardır. Maamafih şüphe
etmiyoruz diyenlerin onu tasdik eden yahudilerie diğer şakiler olması ihtimali
de vardır.
Mazîrî diyor ki:
«Yalancının mucize göstermesi mümkün değildir. Şu halde bu hârikalar Deccal'ın
elinde nasıl zuhur etmiştir denilirse cevap şudur: Deccal, Allah'lık dâva
ediyordu. Onun hadis olduğunu gösteren deliller ise iddiasını yıkıyor,
kendisini tekzib ediyordu. Peygamber'e pelince, o yalnız peygamberlik iddia
eder. İnsan hakkında bu imkânsız değildir. Muarazadan salim bir delil getirdi
mi tasdik olunur.»
«Bu zât Hızır
(Aleyhisselâm)'dır,» diyen Ebû îshak, İmam Müslim'in kitabını rivayet eden
İbrahim b. Süfyan'dır. Bu sözü hadîs râvilerinden Ma'mer de aynen Ebû îshak'ın
yaptığı gibi hadîsin arkasında zikretmiştir. Mezkûr kavil Hızır
(Aleyhisselâm)'ın sağ olduğunun delillerindendir. Bu mes'eleyi
Kitabu'l-Menâkıb'de görmüştük.
Mesâlih: Ellerinde
silâh bulunan kimselerdir. Bunlar merkezlerdeki işleri murakabe ederler.
Silâhlıların suâline
karşı mü'minin: «Bizim Rabbimizde gizlilik yoktur.» cevâbını vermesinden murad:
Bize Rabbimizin sıfatları meçhul değidir ki, ondan dönüp de sizin Rabbimiz
dediğinize ibâdet edelim. Yahut ona itimnd etmekten vaz geçelim manasınadır.
Hadîsdeki cennetten murad; dünya bahçelerinden biridir. Deccal'ın o zâtı
beraberindeki ateşe atması ve Allah'ın o ateşi bahçeye çevirmesi mümkündür.
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleın)'in mü'min zat hakkında:
«İnsanların en büyük
şehidi...» buyurması, ilk defa öldürülmesine nazarandır.